TCMB’nin 13 Eylül tarihli Para Politikası toplantısında politika faizi %17,75’ten %24’e yükseltilirken, gecelik borç alma faizi %22.5, borç verme faizi ise %25.5 olmak üzere faiz koridoru 625 baz puan artmış oldu. Merkez Bankasının karar metninde her zaman olduğu gibi “Enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruş kararlılıkla sürdürülecektir. “ ve “ihtiyaç duyulması halinde parasal sıkılaştırma yapılabilecektir.” metinleri eklendi. Piyasalar merkez bankasından 400 ile 500 baz puan aralığında faiz artışı beklerken TCMB’nin 625baz puan faiz artışı önden yüklemeli bir şok karar oldu. Piyasaları bu sefer üstten şaşırtan TCMB kararı sonrası lira dolar karşısında 6,55’ten 6,01’e, euro karşısında ise 7,62’den 7,00’a gerileyerek sert reaksiyon gösterdi.
Merkez Bankasını 625bp faiz artırmaya iten ana sebep enflasyondaki yükseliş eğilimiydi. Bozulan fiyat istikrarı görünümünü desteklemek amacıyla güçlü bir parasal sıkılaştırmaya başvurmak zorunda kaldı. Mevcut durumda %17,9 olan ağustos ayı TÜFE’nin eylül ve ekim aylarında da yükselmesi ve bu yükselişin kış aylarında kalması bekleniyor. Hatta %20’nin üzerine çıkması beklenen enflasyonun bu seviyeyi aşacağına neredeyse kesin gözle bakılıyor. Dolayısıyla sadeleşme politikaları çerçevesinde tek faiz kullanmayı hedefleyen TCMB politika faizini %24’ e çıkartıp, kötü/zor zaman faizi olarak nitelendirdiğimiz gecelik borç vermefaizini de %25,5 olarak tanımladı. Aslında TCMB son zamanlardaki kur hareketinden ötürü %19,25 olan gecelik borç verme faizinden piyasayı fonluyordu. Yani teknik olarak kullandığı faizden 475bp artış yapmış oldu.
Merkez Bankası aldığı kararla piyasadaki teknik faizle kendi resmi faizini eşitlemiş oldu. Son zamanlarda bankaların likidite ihtiyaçlarına göre mevduata uyguladıkları faizler %20’den başlayarak geniş bir aralığa yayılıyor ve piyasada %26-%27’lere kadar çıkıyordu. Bunun en önemli nedenlerinden bir tanesi merkez bankasının bozulan enflasyon görünümü karşısında faiz artırım beklentileri ve bankaların değişen likidite ihtiyaçlarıydı.
Özetle, merkez bankası kararı doğru ve yerinde bir karar olmakla birlikte mevcut enflasyonun ve beklenen enflasyonun önüne geçmiş oldu. Hepimiz biliyoruz ki merkez bankasının elindeki envanterler dolayısıyla piyasadaki en etkin ve doğru enflasyon tahmini gerçekleştirebilir. Bu ölçüde gerektiği zamanda gereken hamleyi yapmaz ise bu şekilde önden yüklemeli faiz artışları yapmak zorunda kalabilir. Merkez Bankasının bu kararı doğrultusunda kredibilitesine katkı yapmış oldu. Bu kararla birlikte verim eğrisinin uzun vadeli tarafında düşüş görmeye başlayabiliriz. Türk varlıkları üzerindeki volatilitenin azalacağını söyleyebiliriz. Şimdi ise sırada haftaya açıklanması beklenen Orta Vadeli Program(OVP)var. Şayet TCMB bugün piyasayı üst taraftan değil de alt taraftan şaşırtsaydı OVP’nin de kredibilitesi zarar görebilir ve piyasada etkileyici olmazdı. Son kur şoklarından sonra gördük ki kurun ekonomide yarattığı tahribat faizden çok daha yüksek oldu. Faiz artışının döviz kuruna gerçek etkisini, hükümetin hazırladığı ve açıklayacağı Orta Vadeli Program ortaya çıkaracaktır. Şayet enflasyonu kontrol altına alabilirsek faizler elbet bir süre sonra düşüşe geçecektir. Bu nedenle enflasyonu kontrol altına alana kadar acı reçetemiz geçici olarak yazık ki yüksek faizler olacaktır.
Maklumat dan penerbitan adalah tidak dimaksudkan untuk menjadi, dan tidak membentuk, nasihat untuk kewangan, pelaburan, perdagangan dan jenis-jenis lain atau cadangan yang dibekalkan atau disahkan oleh TradingView. Baca dengan lebih lanjut di Terma Penggunaan.